Kripto Varlıkların Eşler Arasında Paylaşımı
- Av. Enes Çetinkaya

- 6 gün önce
- 3 dakikada okunur

Sanal Cüzdanlar ve Kripto Varlıkların Eşler
Arasında Paylaşımı | Mal Rejiminin Tasfiyesi
1. GİRİŞ
Hukuk, doğası gereği dinamik olan sosyal ve ekonomik hayatı düzenleme iddiasındadır; ancak teknolojik gelişmelerin hızı, çoğu zaman normatif düzenlemelerin önünde seyretmektedir. Günümüzde "dijital altın" veya "sanal para" olarak nitelendirilen kripto varlıklar, sadece bir yatırım aracı olmaktan çıkmış, eşler arasındaki malvarlığı dengesini etkileyen önemli bir iktisadi unsur haline gelmiştir. Türk Hukukunda boşanma veya evliliğin diğer sebeplerle sona ermesi neticesinde gündeme gelen mal rejiminin tasfiyesi davalarında, klasik malvarlığı değerlerinin (taşınmaz, araç, banka mevduatı) tespiti ve paylaştırılmasına ilişkin yerleşik içtihatlar bulunmakla birlikte; kripto varlıkların tespiti, nitelendirilmesi ve tasfiyesi hususu "terra incognita" (bilinmeyen topraklar) özelliğini korumaktadır.
Bu yazımızda, kripto varlıkların Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) mal rejimine ilişkin hükümleri çerçevesinde nasıl ele alınması gerektiğini ifade etmeye çalışacağız. Temel sorun, merkeziyetsiz ve anonim yapıdaki kripto varlıkların eşler arasında paylaşımı, TMK'nın "edinilmiş mallara katılma" ruhuna (ratio legis) uygun olarak nasıl adil bir paylaşıma konu edileceğidir.
2. Kripto Varlıkların Hukuki Nitelemesi
Türk hukukunda "eşya" kavramı, üzerinde hakimiyet kurulabilen cismani varlıkları ifade eder. Ancak kripto varlıkların cismani bir varlığı bulunmamaktadır. Buna rağmen, 6493 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelikler ile İcra İflas Kanunu tatbikatında kripto varlıkların "haczedilebilir menkul kıymet" veya "gayrimaddi malvarlığı değeri" olarak kabul edildiği görülmektedir. Mal rejiminin tasfiyesi bağlamında bir değerin paylaşıma konu olabilmesi için onun klasik anlamda "eşya" olması şart değildir; "ekonomik değeri haiz bir malvarlığı unsuru" olması yeterlidir.
3.Edinilmiş Mal Kavramı Bağlamında Kripto Varlıklar (TMK m. 219)
TMK m. 219/1 hükmü, edinilmiş malı; "her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri" olarak tanımlamaktadır. Kanun koyucunun buradaki iradesi, emeğin veya mevcut malvarlığının işletilmesiyle elde edilen değerlerin paylaşıma açılmasıdır.
Bu bağlamda kripto varlıklar şu iki kategoriye göre tasnif edilmelidir:
Çalışma Karşılığı Edinilenler (TMK m. 219/2-1): Eşlerden birinin maaşı, ticari kazancı veya mesleki faaliyeti ile satın aldığı Bitcoin, Ethereum vb. varlıklar doğrudan "edinilmiş mal" statüsündedir.
Kişisel Malların Gelirleri (TMK m. 219/2-4): Eşin evlenmeden önce sahip olduğu (kişisel mal) bir taşınmazın kira geliriyle veya miras yoluyla kalan parayla alınan kripto varlıklar, kanun gereği edinilmiş mal sayılır.
Burada ikame ilkesi (TMK m. 220/4) kritiktir. Eğer bir eş, kişisel malı olan (örneğin miras kalan) bir arsayı satıp, tüm parayı bir "Soğuk Cüzdan"a (Cold Wallet) aktarmışsa, bu kripto varlıklar "kişisel mal" niteliğini korur ve tasfiyeye (artık değer hesabına) dahil edilmez. Ancak bu durumun ispat külfeti (TMK m. 222), bunu iddia eden eşin üzerindedir.
4. Sanal Cüzdanların Tespiti
Klasik banka hesapları, mahkemelerin müzekkereleri ile ilgili bankalardan kolaylıkla tespit edilebilir. Ancak kripto dünyasında iki tür saklama yöntemi mevcuttur:
Merkezi Borsalar (Hot Wallets): (Örn: Binance TR, BtcTurk). Bu kurumlar MASAK denetimine tabi olduğundan, mahkeme kararıyla varlık tespiti mümkündür.
Merkeziyetsiz Cüzdanlar (Cold/Hardware Wallets): (Örn: Ledger, Trezor). Bu cüzdanlar isme değil, sadece "public key" (açık anahtar) şifrelerine bağlıdır.
Eşlerden birinin mal kaçırma kastıyla varlıklarını soğuk cüzdanlara aktarması durumunda, mahkemenin TMK m. 229 bağlamında "eklenecek değer" hükümlerini işletmesi gerekmektedir. Hayatın olağan akışına aykırı para çıkışlarının (banka hesap hareketlerinden kripto borsalarına, oradan da bilinmeyen cüzdanlara transfer) tespiti halinde, ispat yükü yer değiştirilmeli ve varlığı kaçıran eşin bu parayı nerede harcadığını ispatlaması istenmelidir.
5. Değerleme
TMK m. 235/1 uyarınca, malvarlığı değerleri "tasfiye anındaki" (karar tarihine en yakın tarih) sürüm değerleriyle hesaba katılır. Kripto piyasalarının yüksek volatilitesi (oynaklığı) göz önüne alındığında, davanın açıldığı tarih ile karar tarihi arasında çok uçuk oranlarda değer farkları oluşabilir. Yargıtay'ın yabancı para ve hisse senetleri için uyguladığı "karar tarihine en yakın piyasa değeri" ilkesi esas olmalıdır. Ancak varlık, dava devam ederken rıza dışı elden çıkarılmışsa, elden çıkarıldığı tarihteki değerin, karar tarihindeki alım gücüne (TEFE/TÜFE veya Altın endeksi) uyarlanması gerekmektedir.
6. SONUÇ
Mal rejiminin tasfiyesi davalarında kripto varlıklar, ne yok sayılamaz. Bu varlıklar, TMK m. 219 kapsamında birer "malvarlığı değeri"dir.
Bilirkişi İhtisası: Mahkemeler, blokzincir analizini yapabilecek bilişim uzmanlarından oluşan heyetlerden rapor almalıdır.
İhtiyati Tedbirin Kapsamı: Boşanma davası açıldığında, talep üzerine mahkemeler ivedilikle Türkiye'de faaliyet gösteren kripto borsalarına müzekkere yazarak davalının hesaplarına bloke (tedbir) koymalıdır.
Netice itibariyle; dijital cüzdanlar, modern çağın "yastık altı" saklama yöntemidir. Hukuk, bu yeni saklama yöntemini çözümleyerek, ailenin ekonomik birliğinin tasfiyesinde adaleti sağlamalıdır.



Yorumlar