top of page

Doktor Öğretim Üyesi Ataması İşleminde Jürinin Tarafsızlığı ve İşlemin İptali

  • Yazarın fotoğrafı: Av. Enes Çetinkaya
    Av. Enes Çetinkaya
  • 14 Ağu
  • 4 dakikada okunur
doktor öğretim üyesi ataması işleminde jürinin tarafsızlığı


Üniversitelerin doktor öğretim üyesi kadrolarına atanabilmek için, alım yapacak olan üniversitenin belirleyeceği şartlar yanında, bu şartları sağlayan adayların bilimsel çalışmalarını değerlendirecek olan jüri heyeti de ilgili bölümün dekalığınca belirlenir. Bu yazımızda da yalnızca atama işlemi sırasında adaylar hakkında görüş bildiren jüri heyetinin nasıl oluşturulacağı ve doktor öğretim üyesi ataması işleminde jürinin tarafsızlığı hakkında bilgi verilecektir.


Dekanlık Tarafından Jüri Heyetinin Belirlenmesi Usulü


(Her ne kadar Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği’nde dekanlık tarafından belirlenen ve adaylar hakkında değerlendirme yapacak olan öğretim görevlileri için jüri ibaresi kullanılmamış olsa da, yazımızda değerlendirme yapan işbu kişiler için “jüri” ifadesi kullanılacaktır.)


Doktor öğretim üyesi kadrosuna başvuran adayların atama işleminin yapılabilmesi için alım yapacak üniversitenin belirlediği şartları yerine getirmiş olması ve dekanlıkça belirlenen jüriler tarafından hakkında olumlu kanaat bildirilmesi gereklidir.


Adaylar hakkında değerlendirme yapacak jürilerin nasıl belirleneceği ise Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği’nde belirtilmiştir:


MADDE 6/2 - "Fakültelerde dekan, diğer birimlerde müdür; ilan edilen kadrolar için adayların durumlarını incelemek üzere, en az biri başka üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsünden olmak üzere adayın başvurduğu bilim alanı ile ilgili olan üç profesör veya doçent kadrosunda bulunan doçenti, ilana son başvuru tarihinden itibaren on beş gün içinde tespit eder. İlan edilen kadronun bulunduğu birimin bölüm başkanının, profesör veya doçent kadrosundaki doçent olması halinde, tespit edilecek üç profesör veya doçent kadrosundaki doçentten biri olarak belirlenmesi zorunludur."


Madde metninde de açıkça belirtildiği seçilecek jüri üyeleri profesör veya doçent olmalıdır. Seçilecek bu üç profesör veya doçentin en az bir tanesinin başvuru yapılan üniversite dışından seçilmesi zorunludur. Alım yapılacak kadronun bulunduğu bölüm başkanının, profesör veya doçent kadrosunda bulunması halinde, jürilerden birinin bu kişi olması zorunludur.


Jüri heyetinin belirtilen usuller çerçevesinde belirlenmesinin ardından adayların bilimsel yayın ve çalışmalarını değerlendirme aşamasına geçilir.    


Jürilerin Belirlenmesinde Tarafsızlık İlkesini Zedeleyen Haller


Uygulamadaki sorunlar daha çok jürilerin belirlenmesi aşamasında ortaya çıkmaktadır. Velhasıl kadroya başvuru yapan adaylar ile seçilecek jüri üyelerinin müşterek geçmişlerinin olması, ortak bilimsel yayınlarının bulunması veya olumlu/olumsuz sosyal ilişkilere sahip olmaları, jürilerin adaylar hakkında değerlendirme yaparken tarafsızlıklarını ve objektif yorum yapabilme kabiliyetlerini sakatlamaktadır. Bunun neticesinde yapılan atama işlemleri idari yargı mercilerince iptal edilmektedir.  


A. Aday ile Jüri Üyelerinin Müşterek Geçmişlerinin Bulunması


Kadroya başvuru yapan adaylar ile jüri üyelerinin müşterek geçmişlerinin bulunması, jürilerin ilgili aday hakkında değerlendirme yaparken tarafsız kalabilmesinin önüne geçecektir. Örneğin dekanlıkça belirlenen jüri üyelerinden birinin veya birkaçının kadroya başvuru yapan adayın yüksek lisans/doktora tez danışmanı olması halinde tarafsızlık ilkesinin sağlandığından söz edilemeyecektir. Bu hususta Ankara Bölge İdare Mahkemesinin bir kararı şu şekildedir:

 

T.C. BÖLGE İDARE MAHKEMESİ Ankara 4. İdari Dava Dairesi Esas No: 2017/1161 Karar No: 2017/1478 Karar Tarihi: 19.04.2017:

"Öte yandan, müdahil ........ ile ilgili olarak oluşturulan jüride yer alan Erciyes Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. ........'ın adı geçen müdahilin yüksek lisans tez danışmanı olduğu yolundaki davacı taraf iddiası ile diğer jüri üyesi Selçuk Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. ........'nü 679 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında konunun Hükmünde Kararname uyarınca kamu görevinden ihraç edildiği yolundaki iddialar dikkate alındığında atamaya ilişkin jürinin mevzuata uygun olarak oluşturulmadığı kanısına varıldığından dava konusu işlemde bu yönü ile de hukuki isabet görülmemiştir.


B. Aday ile Jüri Üyelerinin Ortak Bilimsel Yayınlarının Bulunması


Kadroya başvuru yapan aday ile jüri üyelerinin ortak bilimsel yayınlarının bulunması, jürilerin ilgili aday hakkında değerlendirme yaparken tarafsız kalabilmesinin önüne geçecektir. Örneğin, aday ile jüri üyelerinden birinin veya birkaçının ortak makalelerinin bulunması halinde, değerlendirme yapacak olan jüri üyesinin/üyelerinin adayın bilimsel yayınlarını değerlendirmesi sırasında kendi yayınını da değerlendirmiş olacak ve işbu jürinin/jürilerin tarafsız olması kendilerinden beklenemeyecektir. Bu hususta Ankara Bölge İdare Mahkemesinin bir kararı şu şekildedir:


T.C BÖLGE İDARE MAHKEMESİ Ankara İdari Dava Dairesi

"Davacı tarafından dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden, davalı idarece oluşturulan jüride yer alan Prof. Dr. ...'ın kadroya atanan kişi ile ortak makale çalışması yaptığı görülmüştür.

Jüri oluşturulmasında amaç, adayların mesleki bilgisi ile eğitim, öğretim ve araştırma yapabilme yeteneklerinin yansız bir şekilde değerlendirilmesi olup, adaylardan birisi ile ortak çalışması bulunan bir jüri üyesinin bu aday hakkında ve bu adayın rakipleri hakkında yapacağı değerlendirmenin objektif olacağı hususunda bir kanaat oluşturması mümkün görülmemektedir.


C. Aday ile Jüri Üyelerinin Olumlu/Olumsuz Sosyal İlişkilere Sahip Olmaları


Kadroya başvuru yapan aday ile jüri üyelerinin olumlu/olumsuz sosyal ilişkilerinin bulunması, jürilerin ilgili aday hakkında değerlendirme yaparken tarafsız kalabilmesinin önüne geçecektir. Bu hususta Danıştay’ın bir kararı şu şekildedir:


T.C. DANIŞTAY 8. Daire Esas No: 2005/1888 Karar No: 2005/3413 Karar Tarihi: 05.07.2005

"Bu durumda davacı ile aralarında kırgınlık bulunduğu ileri sürülen bir öğretim üyesinin davacının sınavına jüri üyesi olarak katılması ile tarafsız, bilimsel ve objektif değerlendirme yapılması ilkeleri zedelenebileceğinden, söz konusu işlem ile bu açıdan davacının menfaatinin ihlal edilebileceği, İdare Mahkemesince davacının öne sürdüğü gibi jüri üyesi olarak görevlendirilen kişi ile aralarında bir kırgınlığın ve sürtüşmenin olup olmadığı, jüri üyesinin uzmanlık alanının doçentlik konusuyla ilgisi olup olmadığı hususları araştırılarak bir karar verilmesi gerekirken, jüri oluşturulmasına ilişkin işlemin ön işlem olup tek başına idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığı ve henüz bu aşamada davacının menfaatini ihlal etmediği gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddi yolundaki verilen Mahkeme kararında yasal isabet bulunmamaktadır."


Yukarıda üç başlık altında izah edildiği üzere adayları değerlendirecek olan jürilerin belirlenmesi hususu tarafsızlık, liyakat ve fırsat eşitliği ilkeleri bakımından oldukça önem arz etmektedir. Jürilerin tarafsızlığını kuşkuya düşürecek yukarıdaki haller genel olarak sayılmış olup her somut vakıanın özelliklerine göre değişiklik göstermesi mümkündür.


Jürilerin Tarafsızlığı Konusunda Kuşku Bulunması Halinde Yürütmenin Durdurulması Mümkündür Müdür?


Rektörlük kadroya yapılacak atama işlemi için adaylar arasında seçim yaparken konu hakkında uzman olan jüri üyelerinin yazılı değerlendirmelerini göz önünde bulunduracaktır. Bu sebeple atama işlemine dayanak teşkil edecek jüri raporlarının tarafsızlığı konusunda kuşku bulunması halinde idari işlem açıkça hukuka aykırılık teşkil edecektir. Ayrıca atama işlemi adayların özlük hakları ile de doğrudan ilgili olduğundan bahisle yürütmenin durdurulması için aranan şartlar işbu vakıalar bakımından mevcut hale gelecektir. İdari Mahkemesi tarafından verilen bir karar şu şekildedir:

T.C. SİVAS İDARE MAHKEMESİ Esas No: 2019/1039

"Öte yandan, dava konusu işlemin her iki adayın yeterli ve başarılı görülmesine rağmen bir adayın anılan kadroya atanması, diger adayın atamaya layık görülmemesi sonucunu doğurduğundan uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğuracağı da açıktır.

Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin, uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden, 2577 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütmenin durdurulmasına..."


Av. Enes Çetinkaya

Uşak Barosu

Yorumlar


Av. Enes Çetinkaya

İslice Mah. Annaç Sk. No:8/B Çimen İş Hanı K:1 D:102

Merkez/ UŞAK

av.enescetinkaya@gmail.com

(+90) 554 143 07 64

bottom of page